Markalar büyük emek ve sermaye harcanarak yaratılan ve geliştirilen, ayrıca ticari hayat açısından da vazgeçilmez sayılan haklardandır. Ancak birileri tarafından büyük emek ve sermaye harcanarak oluşturulan ve tanınmış hale getirilen markaların ülkemizde tescilli olmaması veya kullanılmaması vb. gibi bir takım boşluklardan yararlanmak suretiyle tescili için kötüniyetli başvurular yapılmakta ve bu başvurular kimi zaman Türk Patent ve Marka Kurumu (TPMK) tarafından kabul görmektedir. Zira markaların korunmasında uygulanan ülkesellik prensibi ne yazık ki TPMK nezdinde tescilli olmayan markaların üçüncü kişiler tarafından istismar edilmesine imkan tanımaktadır.
Kötüniyetli tescil başvurularına ilişkin olarak 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun(SMK) “Marka tescilinde nispi ret nedenleri” başlıklı 6. Maddesinin 9. Fıkrasındaki “Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” hükmü gereğince çözüm getirilmeye çalışılsa da kötüniyet değerlendirmesi geniş kapsamlı olup, somut olaya göre değişeceğinden bu konuda genellikle sorun yaşanmaktadır.
İncelemenin tamamına ulaşmak için tıklayınız.