GİRİŞ:
2019 yılı Aralık ayında Çin’in Wuhan Şehrinde ortaya çıkan, başta yayılma hızı düşük olan COVID-19 adı verilen yeni koronavirüsü, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından 11.03.2020 tarihinde “pandemi” olarak ilan edilmiştir. COVID-19 hastalığının en önemli özellikleri, çok hızlı yayılması, bulaşıcı nitelikte olması, bulaşma hızının çok yüksek olması, bu nedenlerle de bu hastalıktan korunmanın oldukça zor olmasıdır. Hastalığın bu özellikleri, ülkemiz dahil Dünya’daki ülkelerin neredeyse %90’ında çok ciddi tedbirlerin alınmasına yol açmıştır. Bu tedbirler kapsamında bugüne kadar 190 ülkede okullar ve üniversiteler tatil edilmiş, dükkan ve alışveriş merkezleri kapatılmış, birçok işyerinin çalışması ya tamamen ya da kısmen durdurulmuş, kişilerin seyahat özgürlüğü kısıtlanmış, başta Yaz Olimpiyatları, Avrupa Futbol Şampiyonası, Eurovision Şarkı Yarışması gibi birçok uluslararası organizasyon iptal edilmiş, kara, deniz, hava ulaşımı acil durumlar haricinde durma noktasına gelmiştir.
Tüm dünyayı etkisi altına alan ve neredeyse hayatı durma noktasına getiren COVID-19 yeni koronavirüsü hastalığının ticari hayatımızı ve dolayısıyla sözleşmelerimizin geleceğini de etkilediği muhakkaktır.
COVID-19 pandemisinin Sorumluluk Hukuku bakımından değerlendirmesinde pandemi kavramının, pandeminin hukuki sonuçlarının mücbir sebep olarak nitelendirilmesinin mümkün olup olmadığının, mücbir sebep olarak nitelendiriliyorsa veya nitelendirilemiyorsa sözleşmelerde ortaya çıkacak borca aykırılık hallerinin dikkate alınması esastır. Ancak önemle belirtmek gerekir ki; yapmış olduğumuz değerlendirmeler genel nitelikte olup sözleşme hukukunun en temel ilkesi olarak her sözleşme özelinde durumun değerlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır.
Dosyayı incelemek için tıklayınız.