Loading...
Hi, How Can We Help You?
  • Gökdelen İş Merkezi Kat:10 No:204/Mersin
  • Mersin: 0324 336 5210
  • iletisim@altindere.av.tr

Blog

BORCUN ZAMANINDA ÖDENMEMESİ HALİNDE ALACAKLININ ENFLASYON SEBEBİYLE UĞRADIĞI MUNZAM ZARARIN TAZMİNİ

Borçlunun temerrüdü muaccel bir borcun borçlu tarafından borç ilişkisine uygun olarak yerine getirilmemesini ifade eder. Genel olarak borçlunun temerrüdü TBK md. 117-126 arasında düzenlenmiştir. Borçlunun temerrüde düşebilmesi için ilgili maddeler arasında şu şartlar sayılmıştır: Borç muaccel hale gelmiş olmalıdır. İhtar veya ihtar yerini tutan bir durum bulunmalıdır. Edimin ifası mümkün olmalıdır. Alacaklı ifayı kabule hazır olmalıdır.

Bu şartların var olduğu durumda borçlunun temerrüde düştüğü kabul edilerek alacaklıya borcun ifasının yerine getirilmesini sağlamak için birtakım seçimlik haklar tanınmıştır. Bu haklar TBK md.125 içerisinde düzenlenme alanı bulup; alacaklı, borçlunun temerrüdü halinde her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle oluşan zararın tazminini isteyebilir ve sözleşmeden dönme seçimlik haklarından birini kullanabilir.

Para borçlarında ise borçlunun temerrüde düşmesi halinde alacaklı tarafından gecikme tazminatı yerine temerrüt faizi talep edilebilmektedir. Ayrıca temerrüt faizinin istenebilmesinde gecikme tazminatından farklı olarak kusur ve zarar şartlarının varlığı aranmaz. Borcun zamanında ödenmemesi halinde para borcunun alacaklısı yalnızca temerrüt faiziyle yetinmek zorunda olmayıp yine enflasyon sebebiyle uğradığı munzam zararı da borçludan talep edebilir.

Munzam zarar para borcunun yerine getirilmemesinden dolayı alacaklının uğradığı ve temerrüt faizini aşan miktarda ortaya çıkan zarar anlamına gelmektedir. Bu yönünle munzam zarar özellikle enflasyonun yüksek olduğu ülkelerde büyük önem taşımaktadır. Ülkemizde 1970’li yıllardan beri her geçen gün artan enflasyon da yasa koyucuyu harekete geçirip alacaklıyı enflasyona karşı koruyucu önlemleri almaya sevk etmiştir. Buna örnek olarak eski TBK Md. 83’te 23/11/1990 tarihinde 3678 sayılı kanunla yapılan değişiklik sonucu yabancı para borçlarının fiili ödeme tarihindeki kur karşılığının talep edilebilmesi olanağının tanınması gösterilebilir.

Munzam zarar, kaynağı ne olursa olsun para borçlarında temerrüt faizinin karşılamadığı bütün zararlar için gündeme gelebilir. Nitekim Yargıtay’da güncel kararlarında alacaklının, borçlunun temerrüde düşmesinden sonra enflasyon sebebiyle uğradığı munzam zararı talep edebileceğine hükmetmiştir.

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2024/3534 E. , 2025/15 K. 13.01.2025 Tarih

“İlk Derece Mahkemesince: … Davacının bu beyanıyla genel anlamda enflasyon nedeniyle yoksun kaldığı kârı talep ettiğinin anlaşıldığı, somut olarak geç ödemeden dolayı zarar gördüğü iddia ve ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmiştir… Anayasa Mahkemesi’nin ihlâl kararlarının bağlayıcılığı gözönünde tutularak enflasyon ve buna bağlı olarak döviz kurları, mevduat faizleri, devlet tahvilleri ve diğer yatırım araçlarının faiz oranları ile birlikte getirilerinin temerrüt faizden fazla olması halinde munzam zararın varlığının karine olarak kabul edilmesi gerektiği benimsenmiştir…

… Mahkemece konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan yukarıda belirtilen ekonomik unsurlar dikkate alınarak oluşturulan sepet hesabına göre davacı alacaklının temerrüt faizini aşan bir zarara uğrayıp uğramadığı tespit edilerek, varsa bu zarar miktarından da davacı tarafından tahsil edilen temerrüt faiz miktarı çıkartılarak, davacının munzam zarar miktarı bulunup davacı alacaklının aşkın zararının (Munzam) tahsiline karar verilmesi gerekirken, davacının somut olarak zararını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir…

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2023/1766 2024/4097 14.11.2024 Tarih

“… Yüksek Enflasyon Dönemlerinde;Sürekli ve yüksek enflasyonun görüldüğü ülke ekonomilerinde para borcunun
zamanında ödenmemesi halinde alacaklının borçluyu temerrüde düşürmesi, borcun ifasının uzun süre alması nedeniyle alacaklı her zaman zarara uğrar. Bu zararın bazı ispat kolaylıkları ile de olsa ispat edilmesi gerekir. Paranın değer kaybetmesi alacaklının mal varlığında bir eksilmeye yol açması halinde alacaklının zararının bulunduğu kabul edilmelidir…

…Mülkiyet hakkının ihlâl edildiğine ve yeniden yargılama yapılmasına karar verilmiş olması karşısında, hak ihlâline neden olmamak düşüncesiyle munzam zararın somut delillerle kanıtlanması gerektiği uygulamasından vazgeçilmiş, gelişen ekonomik koşullar, mülkiyet hakkı ile kamu yararı arasındaki adil dengenin korunması Anayasa Mahkemesi’nin ihlâl kararlarının bağlayıcılığı gözönünde tutularak enflasyon ve buna bağlı olarak döviz kurları, mevduat faizleri, devlet tahvilleri ve diğer yatırım araçlarının faiz oranları ile birlikte getirilerinin temerrüt faizden fazla olması halinde munzam zararın varlığının karine olarak kabul edilmesi gerektiği benimsenmiştir.”

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun daha önceki tarihlerde benimsemiş olduğu görüş enflasyon nedeniyle oluşan aşkın zarar iddiasıyla açılan davalarda tazminat taleplerinin hüküm altına alınmayacağı yönündedir.(18. Hukuk Dairesi 2010/9860 2010/12447 04.10.2010) Yargıtay güncel tarihli içtihatlarında ise bu tutumundan vazgeçmiş olup artık enflasyon sebebiyle oluşan munzam zararın alacaklı tarafından talep edilebileceği görüş ve kanaatindedir.

Av. Hacı Sunguralp YILMAZ                        Stj. Av. Ömer GÖRMÜŞ

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

You may use these <abbr title="HyperText Markup Language">html</abbr> tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

*